ıllılı.ıl.lı...YaZYaGmUrU FoRuM ...ıl.lı.ıllılı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ıllılı.ıl.lı...YaZYaGmUrU FoRuM ...ıl.lı.ıllılı

YaZYaGmUrU FoRuM © Paylaşmayı Sevenlerin Adresi
 
AnasayfaPortalTakvimGaleriLatest imagesSSSAramaKayıt OlGiriş yap

 

  Bir AŞK Hikayesi...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
YaZYaGmUrU
 Bir AŞK Hikayesi... F5zdlK
YaZYaGmUrU


Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 360
Lakap Lakap : Cesaretli
çin astrolojisi çin astrolojisi : Yılan

 Bir AŞK Hikayesi... Empty
MesajKonu: Bir AŞK Hikayesi...    Bir AŞK Hikayesi... Icon_minitimeC.tesi Mayıs 04, 2024 6:31 pm

Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı. Okul salonundaydı maç. Tribünsüzminik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece..O kadar yakındılar..

Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi..

Delikanlı çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilirbelki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip takım karşıya gidince delikanlı da yerini değiştirdi o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.."anladım" der gibi bir gülümseyişti bu...

Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günüsabahın köründe kalktı erkenden oynanacak maçı ne maçı canım o dünyalar şirini kızı görmek için..

Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde okul civarında oluyordu onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında hafif çok hafif bir gülümseme çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında okul dağılışı kızın karşısına çıkmış gülümseyerek selamlamış sonra arka sokaklara dalıpyıldırım gibi koşarak bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defaiyice gülmüştü.. Karşısında sözüm ona ağır ağır yürüyen ama nefes nefese delikanlıyı görünce..

Delikanlı voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabi" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izlerizhem de tanışırsınız.."

"Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk işte bu!.."

Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan salona girdiklerinde ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yanyana düştüler.İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yanyana oturduğuna onun sıcaklığını hissettiğine onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el bir karış ötesinde öylesine duruyor delikanlısahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken –o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken yanlış bir hareketle onu ürkütebileceğindenincitebileceğinden öylesine korkuyordu ki..

Sonunda dayanamadı sanki kolu uyuşmuş gibi uzandı..Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı.. Bir kaç saç teli kız

Hayır aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerindeügüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade biraz mutluluk biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..

Maç bitti. Kız soyunma odasına delikanlı garaja gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız "keşke orada olsaydın" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o.. Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..

Bir gün üniversite kantininde gazete okurken iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız Necip Fazıl'ın dört satırını okurken..

"Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar...
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!.."

Ertesi gün öğleden sonra tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet belli.. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettinben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda onu terk etmem için bir sebep yok.."

"O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam hayatında başka kimse olmazsa delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden..

Yıllarca sonra Levent Yüksel'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen Aksu'nun sözlerini o zaman biliyordu sanki. Aşk "onurlu" olmalıydı.. Günlercehaftalarca aylarca bekledi.. Tıpkı kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla arzuyla bekledi. Umutla umutsuzlukla bekledi. Bazen öfaaale bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan başka hiç kimseyi bulmadan bekledi. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiğiydi.. Bir ikinci dörtlük daha vardı orada.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..

Bekleyiş sürüyor sürüyordu.. Okullar kapandı açıldı.. Aylar aylar geçti..Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum" dedi kız. "Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.."

"Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken ağzından sadece bu ses çıkmıştı: "Yaaa!.."

Cebindeki artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün.." dedi. "Bu da sonu onun..."

Sonra yürüdü gitti arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken..

"Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!.."

Aradan yıllar çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da beklerken ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı kiartık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış bir delikanlılık jesti uğrunamutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp mü gitmişti acaba?

Delikanlı bu soruların cevabını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü o delikanlı bendim!...

Kızın gözleri onu aradı vapur çıkışında .Zaten internet sayesinde tanışmışlardı pek de önemli değildi ama genede heycanlanıyordu ve telefonu çaldı arayan oydu 5dk 'ya kadar geliceğini söledi ve kızın içinden bari 5dk kadar bir tur atiyim demeye kalmadan bir adım attıki arkadan Derya diye bir ses geldi kulağına doğru . Kafasını döndürdüğünde gözgöze geldiler genç delikanlıyla .İLk görüşte aşk böyle birşeydi heralde kendisini onun yanında hiç emanetten saymıyordu onun gibiydi sanki uzun zamanlardan beri çıkıyor gibilerdi eleleydiler gözgözelerdi birbirlerini çok seviyordular.Arkadaşlarına iyi davranıyordu en önemlisi kıza iyi davranıyordu ve kızın kalbini kazanıyordu böylece
Oldukça birbirleriyle iyi anlaşıyorlardı her ilişkide olduğu gibi arada kavga ediyorlardı tabi kıskançlık kapris olsun v.s
ama gene barışıyorlardı her hafta sonu buluşuyorlardı çünkü ikiside okuyorlardı arada bir hafta içide buluşma oluyrodu ama zordu
Çocuk kızın okul çıkışna giderdi ve akşama kadar takılırlardı aylar böyle geçiyordu birbirlerini severek ama nereden bilebilirdiki çocuk bir gün ondan nefret etsin
Kaprisleri kıskançlıkları çocuğu bunaltsın .. kız 2005 yılından nefret eder oldu Çünkü bu yıl ikisi içinde bir dönüm çöküşüdür
Ayrıldıkları gün 4 Ocak 2004 Günü bir kız için kavga etmişlerdi aslında kız değildi arkadaşı yüzünden bir şakaya kurban gittiler Bir daha barışmamak üzere ayrıldılar Ne mi oldu ??...
Oğlan 1 2 ay sonra unuttu kızı ama kızın hala kalbi yaralı izleri duruyor ne kadar silsede derinlerde biryerlerde saklı
Bu kadar sevmek doğrumu diye düşünüyor kendince
şimdi ayrılalı 11 ay olucak hala unutamadı hala seviyor hala ağlıyorummm !!!! Seni çok seviyorum Ne olur geri dön
Senden başkasıyla olamadım ya içimi dökmen çok güzel bir duygu ama artık herkes çok sıkıldı unut unut diye yalvarıyorlar Sanki elimde unutmamak 2005 'ten nefret ediyorum ..! fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi delikanlının elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken şakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.." çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. O da heyecanlıydı ara beni!" dedi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://thalia-forum-biz.yoo7.com/
 
Bir AŞK Hikayesi...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» a$k vé çıLqınLıqın hikayéSi~
»  Bayrakların Hikayesi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ıllılı.ıl.lı...YaZYaGmUrU FoRuM ...ıl.lı.ıllılı :: (¯`·.(¯`·.(¯`·. AŞK .·´¯).·´¯).·´¯) :: Aşk Hikayeleri Aşk Üzerine Sohbetler-
Buraya geçin: